22 Eylül 2015 Salı

PART8: ORLANDO ve MIAMI GEZİ REHBERİ


Ah Mughetto...

Tüm Amerika gezimi yazacağım diye bloga geri dön, otur bir güzel 5 günlük New York City seyahatini detaylı detaylı anlat, sonra 1 sene bloga tekrar uğrama... 

O değil, Amerika gezimizin üzerinden 2 sene geçti, bu esnada başka bir sürü seyahatlar gerçekleştirdik, ama ben hala Amerika seyahatime ilişkin seyahat yazısını bir türlü bitiremedim...

Neyse, neyse... Kaldığım yerden devam :)

Tabi biz senin 1 sene önceki seyahat yazılarını çoktan unuttuk diyenler için:
PART1: 20 GÜNLÜK NEW YORK, ORLANDO, MIAMI, SAN FRANCISCO, LOS ANGELES, LAS VEGAS SEYAHATİ/ SEYAHAT ORGANİZASYONUNA NEREDEN BAŞLAMALI? UÇAK BİLETLERİ, OTEL REZERVASYONLARI, ARABA KİRALAMA, AMERİKA'DA YEME İÇMEPART2: UZUN BİR AMERİKA SEYAHATİ İÇİN VALİZ NASIL HAZIRLANMALI?PART3: 4.5 GÜNLÜK NEW YORK CITY GEZİSİ PLANLAMA,HAVALİMANINDAN ŞEHİR MERKEZİNE ULAŞIM, NYC METRO KULLANIMI, 4.5 GÜNÜ NE ŞEKİLDE PLANLADIK, HANGİ BÖLGELERİ GEZDİKPART4: NEW YORK CITY GEZİMİZİN 1. GÜNÜ/ BROOKLYN SEMTİ'NDE NERELERE GİDİLMELİ? NE YENMELİ? NE YAPILMALI?PART5: NEW YORK CITY GEZİMİZİN 2. GÜNÜ/ MIDTOWN NEW YORK, TIMES SQUARE, ROCKEFELLER CENTER, 5TH AVENUE VE DAHASIPART6: NEW YORK CITY GEZİMİZİN 3. GÜNÜ/ MADISON SQUARE PARK-FLARITON BUILDING- HOTEL CHELSEA- HIGH LINE-CHELSEA MARKET- MEET PACKING DISTRICT- UNION SQUARE PARK-GREENWICH VILLAGE-LITTLE ITALY-CHINA TOWNPART7: NEW YORK CITY GEZİMİZİN 4. GÜNÜ/ BROOKLYN BRIDGE- FINANCIAL DISTRICT- TRINITY CHURCH- WALL STREET- WORLD TRADE CENTER- STATUE OF LIBERTY- TRIBECA- SOHOPART8: NEW YORK CITY GEZİMİZİN 5. GÜNÜ/ YEMYEŞİL BİR DÜNYA CENTRAL PARK
5 günlük  New York City seyahatimizin sonunda "metro hattını avucumuz gibi ezberledik, Türk'üz biz Türk, elimizden hiçbir şey kurtulamaz, havalimanına gitmek için 50 dolar taksi ücreti ödemek mi, pehhh, biner metroya misler gibi gideriz" dedik, sonuç ? Uçağı kaçırdık :) Neyse ki 2 kişi için toplam 100 dolar fark ücreti ödeyerek, bir sonraki uçak biletimizi alabildik. Türkiye'de olsak, bir sonraki fahiş ücretli son dakika uçak biletinin ücretini tam ödememiz gerekirdi muhtemelen.
New York City'den sonraki rotamız eğlence kenti Orlando. 




Orlando International Airport'a indiğimiz zaman, şehrin kendisi gibi çok eğlenceli bir havalimanı ile karşılaşıyoruz. Dollars firmasından kiraladığımız aracımızı teslim alıyor ve motelimize doğru yola çıkıyoruz. Amerika'ya giden her Türk genci kan kırmızısı bir araba kiralar mottosuna uyan sevgili arabamız Orlando ve Miami gezimizde bize eşlik ediyor :) 

(Bu arada, biz seyahatimize başlamadan evvelki araştırmalarımızda, aracı teslim aldığınız şehre teslim etmediğimiz takdirde oldukça yüksek fark ücretleri ödeyebileceğimiz uyarıları ile karşılaşmıştık. Ancak Dollars firmasında böyle bir problem yaşamadık. İnternetten araç kiralarken, aracı teslim alacağınız ve teslim edeceğiniz şehri belirtmek yeterli...Nitekim biz Orlando'dan teslim aldığımız aracımızı Miami'de teslim ettik.)




Önceki postlarımda beirtmiştim ama yeri gelmişken tekrarlamakta fayda var. Orlando'da araç kiralamalımıyız sorusu hakkında benim fikrim şu şekilde:Orlando bakımından  ikili bir değerlendirme yapmak lazım. Orlando bildiğiniz üzere eğlence parklarından ibaret bir şehir. Bu şehirde Universal Studios, Epcot, Disneyworld'den tutun da sayısız eğlence parkı yer almakta. Dolayısıyla esasen burada günleriniz eğlence parklarında geçecek. Dolayısıyla arabaya 2 noktada ihtiyacınız var, havalimanından otele giderken ve otelden eğlence parklarına giderken. Bizim kaldığımız otelin havalimanı aktarması yoktu, dolayısıyla havalimanından otele ulaşımı kendimizin sağlaması gerekiyordu. Ayrıca Orlando'dan Miami'ye de ulaşımı sağlayabilmemiz bakımından araba kiralamamız şarttı. Zira maalesef Amerika'da bir şehirden diğer şehire otobüs,tren vs ile ulaşım sağlamak neredeyse imkansız. Dolayısıyla bizim araba kiralamamız zaruriydi. Fakat otelden eğlence parklarına giderken hiç kiraladığımız arabayı kullanmadık, çünkü otele gittiğimiz zaman parklara ulaşım için belediyenin sağladığı çok düşük ücretli ( 5 dolar olabilir ) shuttle servisler olduğunu öğrendik. Böylece fahiş fiyatlı otopark ücretlerini ödemeden shuttle servisler ile eğlence parklarına ulaşımımızı sağladık. Bir de Orlando'da eğlence parkları dışında Amerika'nın en büyük outlet centerlarından Premium Outletlerin 2 adet şubesi yer almakta, bu outlere giderken arabaya ihtiyacınız olabilir. Fakat oteliniz havalimanından transfer sağlıyorsa, parklara ulaşım için shuttle servisini kullanacaksanız; pek ala outlerden birine yakın bir otelde kalarak ( bizim kaldığımız otel outletin tam karşısındaydı mesela) yürüyerek yahut taksi ile ulaşım sağlayabilirsiniz, böylece araba kiralamanıza gerek kalmaz. Tercih sizin. Tabi ki eğer araba kiralamayı tercih etmeyeceksiniz, rezervasyon yaptıracağınız otelden shuttle servisleri ile ilgili teyit almanızda fayda olduğunu belirteyim.

Ve başlasın 2,5 günlük Orlando gezimiz. Bu benim ikinci, eşiminse ilk Orlando tecrübesi olacak. Dolayısıyla ben anılarımı tazelerken, eşim bu eğlence kenti ile ilk defa tanışacak.

Unutmadan ekleyeyim, Amerika seyahatimiz boyunca en ucuz konaklamayı bu şehirde gerçekleştirdik. Tam olarak hatırlamamakla birlikte otelimizin geceliğine 20-25 dolar ancak ödemişizdir. (Bu fiyatlar 2013 yılına yani doların 2 türk lirası olduğu döneme ait...) Sabah cupcake ve cornflakesten ibaret de olsa kahvaltısı, sadece deterjan ve yumuşatıcı parası ödeyerek ücretsiz kullanabileceğiniz çamaşır ve kurutma makinesi hizmeti, premimum outlete olan inanılmaz yakınlığı da bu fiyata dahil :)

1. GÜN
İlk gün otelimize öğlen saatlerinde giriş yapacağımızı hesaba katarak herhangi bir eğlence parkına bilet almamıştık. Bugünü otelin çevresini keşfetmeye ayırıyoruz. Tabi keşif derken, Orlando eğlence parkları haricinde pek keşfedilecek bir şehir değil. Dolayısıyla karnımızı doyurmak için kendimizi en yakın alışveriş merkezlerinden birine atıyor, Amerika'nın kocaman porsiyonlarından nasibimizi alarak keyifli bir öğlen yemeği yiyoruz.

Etimin mantar soslu bonfile siparişinin devasallığı :) Mantar sosu inanılmaz lezzetliydi...


Akabinde kendimizi premium outletin davetkar kollarına bırakarak, inanılmaz uygun fiyata Calvin Klein marka çantalar, cüzdanlar, Tommy Hilfiger gömlekler, kotlar, Gap sweatshirtler ile birlikte kendi kendimize "Welcome to American dream..." diye fısıldayarak,  al al al paraları saç saç saç görevimizi mutlulukla yerine getiriyoruz :)

2. GÜN

Bugün günlerden EPCOT...



Eğlence parklarından pek haz etmeyen eşimi ilk günden korkutmak istemediğim için bugün Walt Disney World tema parklarından Magic Kingdom yerine Epcot'a gidiyoruz.

Epcot çok büyüleyici bir yer.. Bilimin, teknolojinin, kültürlerin harmanlandığı bir diyar...

Mesela topraksız, havasız, susuz tarım karşısında şaşırmamak elde değil.





Epcot'ta çeşitli kültürlere ve ülkelere özel tanıtım alanları var. Bu alanlarda o ülkelerin kültürüne dair izlere rastlıyor, alışveriş yapabiliyor, 360 derece ekranlarda tanıtım filmleri izliyor, bazılarında trene binerek ülkelerin içerisinde kısa bir gezi yapabiliyorsunuz.

Mesela devasal ekranlarda gerçekleştirilen San Francisco tanıtımında, Golden Gate Bridge üzerinden uçuyormuş hissi yaşıyorsunuz.





Biz günü gelenekselleşmiş EPCOT havai fişek gösterisi öncesinde Çin Restaurant'ında harika bir yemek yiyerek bitiriyoruz.




3. GÜN

Bugün günlerden WALT DISNEY WORLD MAGIC KINGDOM...


Burası tam bir hayal alemi,gerçek dünyadan bağımsız, rüya dünyası. 

Sabah 08:30'da, Magic Kingdom kapılarını açarken, muazzam kalabalıkla birlikte hayal alemine daldığımızda kısa bir video çekmiştim, aşağıya ekliyorum.




Benim Magic Kingdom içerisinde en beğendiğim atraksiyonlar:

Big Thunder Mountain Railroad, Space Mountain, Splash Mountain.... Ancak en çok en çok o masalsı atmosfer. Ah keşke eşim de biraz daha sevse tema parklarını ve ben iki kez değil beş kez on kez daha gidebilsem, hatta Orlando'daki tüm tema parkları sindire sindire dolaşabilsem :)

Aşağıdaki resim Big Thunder Mountain Railroad'dan...


Benim şahsi fikrim tema parkları seven birisi iseniz sadece 2 tema park kesinlikle yetmez. Ama biz Universal Studios ziyaretimizi Los Angeles'a bırakıyoruz ve Orlando gezimizi bitirerek, Miami'ye doğru yola çıkıyoruz.

4. GÜN

MIAMI

Miami'de kaldığımız otel New Yorker Boutique Hotel... Miami'nin en popüler bölgesi South Beach'te değil, çok lüks bir otel de değil, ancak araba ile South Beach bölgesine ulaşmamız 5 dakika sürüyor. Odalar temiz, klasik Amerikan tipi kahvaltı mevcut ve iki gece için 140 dolar ödedik. Tabi bu fiyat bilgisi 2013 yılına ait, yani 1 doların 2 türk lirası olduğu günlere... Dolayısıyla makul sayılır. Ancak, günümüzde 1 dolar 3 türk lirası olduğu için, aynı seyahati bugün yapacak olsak;bu otele o kadar para vermeye değmez derdim.

Otele yerleştikten sonra, kendimizi South Beach'in bembeyaz kumsallarına atıyoruz. South Beach'ten ufak bir video gelsin o zaman...




South Beach'in ikonik caddesi Ocean Drive'da önce karnımızı doyuruyor, sonra kendimizi happy hoursa özel devasal kokteylerin kollarına bırakıyoruz :)







Ocean Drive, South Beach'e paralel bir cadde... Birkaç panoramik fotoğraf ile daha iyi anlaşılabilir.




5. GÜN

MIAMI STAR ISLAND

Bugün günlerden Star Island turu... Bir sürü ünlü kimsenin, aşırı lüks malikanelerine ev sahipliği yapan Star Island turu için Ocean Drive'da yer alan Tourist Information'da kataloglarını gördüğümüz Duck Tour firmasından  tur satın alıyoruz. Tur hem kısa bir Miami şehir turunu, hem de star island turunu kapsıyor. Miami'yi karadan, star islandı ise denizden geziyoruz. Zira bu firmanın araçları hem karada, hem denizde gidiyor. Dolayısıyla baya değişik bir tecrübe oluyor bizim için.


Bu eğlenceli tur ile ilgili 2 video ekliyorum. İlki aracın karadan denize geçiş anı yani otobüsten bota dönüş anı, ikinci video ise dönüşte Ocean Drive'dan geçiş anımız...





Star Island'da yer alan malikanelerden bazıları, hepiniz benim bebeklerimsiniz :)





Turdan sonra ise Lincoln Road Mall bölgesini geziyoruz. Burası alışeriş için mağazaların ve cafelerin olduğu bir cadde. Oldukça hareketli ve eğlenceli bir bölge. Ayrıca burada Shake Shack'in bir şubesi de bulunuyor. Karnımızı doyurduktan sonra caddeyi dolaşmaya başlıyoruz. Yine kısa bir video ekliyorum.




Yorucu ve eğlenceli bir günün ardından, yorgunluğumuzu atmak için istikamet Miami Bayside Market Place'de yer alan Hooters :)

Hooters benim önceki Miami seyahatimde de ziyaret ettiğimiz bir mekan. Burası özellikle çalıştırdığı kızların güzelliği ve kıyafetleri ile popülerleşen bir yer. Google'a hooters girls yazarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız ama ben googlelamaya üşenenler için bir fotoğraf ekliyorum :)




Miami Bayside Market Place'den bir fotoğraf ile Orlando & Miami gezi postumun sonuna gelmiş bulunuyorum Bir sonraki gün istikametimiz San Francisco...

1 yorum:

YORUMLARINIZI SEVİYORUM :)

Blog Widget by LinkWithin