Bu postta size New York City gezimizin 2. gününü yazacağım. Gözümüzü açar açmaz kendimizi metroyla Times Square yani ünlü Times Meydanı'na atıyoruz. Metro'dan çıktıktan sonra etrafımıza ne kadar büyülenmiş gözlerle baktığımız şimdi bile dün gibi aklımda. Amerika rüyası New York'ta ve özellikle bu meydanda tam olarak kendini hissettiriyor. Hemen peşpeşe fotoğraf çekmeye başlıyoruz. İşte bu fotoğraflardan birkaçı...
Üzerimizden ilk şaşkınlığımızı attıktan sonra M&M ve Hershey's mağazalarına giriyoruz. Özellikle M&M mağazasında çeşit çeşit şekerlemelerin arasında adeta kendimizi kaybediyoruz. Ve tabiki iki mağazadan da bol bol çikolata/şekerleme satın alarak ayrılıyoruz.
Times Meydanı'nda Toys''R''US, Sephora, Forever21, Aeropostale gibi pekçok markanın mağazası yer almakta, burası hiç sıkılmadan saatlerce vakit harcayabileceğiniz biryer. Biz tercih etmesek daha doğrusu vakit ayıramasak da; bu bölgede yer alan Madame Tussauds ile Intrepid Sea,Air&Space Museum gezilecek/görülecek yerler arasında... Ayrıca, Duffy Square'de bulunan TKTS discount ticket booth'tan Broodway'e indirimli tiyatro bileti bulmak mümkün.
Times Meydanı'ndan sonra Rockefeller Center bölgesine geçiyoruz, biz Manhattan manzarasını Empire State Building'ten izlemek yerine Rockefeller Center'da yer alan Top Of The Rock Observation Deck'ten seyretmeyi tercih ettik; ki bence kesinlikle doğru bir karar. Bir tarafında Central Park manzarası bir tarafında Manhattan manzarası bir tarafında Brooklyn bir tarafında Hudson Nehri kıyısında New Jersey manzarası ile süperdi! Ayrıca tüm heybetiyle ve estetik görüntüsüyle Empire State Building de tam karşımızdaydı. Biz gün batımına denk gelmesi maksadıyla saat 17:15-17:30 saatleri aralığına biletimizi satın aldık ancak hava çok kapalı olduğu için maalesef gün batımı manzarasını yakalayamadık. (Fazlaca kalabalık olmaması için Observation Deck'e ziyaretçiler sırasıyla alınıyor, dolayısıyla biletler saatli ve her saat için sınırlı sayıda...) Bilet satın alırken saat aralığı seçmeniz gerekiyor ve gişede yer alan tabelalarda o gün güneşin kaçta batacağı yazıyor, biletinizi istediğiniz saat aralığı için satın alabilirsiniz ve fakat benim tavsiyem güneşli bir gün ise gün batımı izleyebilmek maksadıyla mutlaka biletlerinizi o saat aralığına satın alın. Biz biletimizi satın aldıktan sonra, ziyaret saatimiz gelene kadar bu bölgede ve çevrede dolaştık. Rockefeller Plaza'da ünlü bir buz paten sahası olduğunu, Magnolia Bakery'nin (şimdilerle hepimizin Cook Shop'ta ayıla bayıla yediği magnolia pudingin yaratıcısı) bir şubesinin de bu bölgede yer aldığını (bizim gibi tatlı yemeyi akşam saatlerine bırakırsanız dükkana girdiğiniz zaman cam vitrinlerde hemen hemen hiçbir tatlının kalmadığı bir manzarayla karşılaşma ihtimalinizin yüksek olduğunu, hele hele banana pudingin kalma ihtimalinin bulunmadığını aklınızdan çıkarmayın derim.Öğlen saatlerinde bir tatlı molası en ideali...), benim içerisinde vakit geçirmekten çok hoşlandığım Anthropologie mağazasının bulunduğunu, ayrıca bu bölgede Radio City Music Hall'un da yer aldığını, ayrıca Museum of Modern Art'ında burada bulunduğunu ve Rockefeller Plaza'nın ön kapısının 5th Avenue (beşinci cadde) üzerinde yer aldığını söylemeden geçemeyeceğim.
Anthropologie mağazasından görüntüler:
Aşağıya eşimin beni Rockefeller Plaza Top of the Rock Observation Deck'te çektiği ve çok beğendiğim bir resmi ekliyorum. (resmi o gün instagramda paylaşmıştım, Rockefeller'ı hatalı yazmışım, filtreleri çok beğendiğim için resimde tekrar oynama yapmadan bloguma da ekliyorum...) Resimde görülen en yüksek bina ise Empire State Building!Anthropologie mağazasından görüntüler:
O gün hava çok kapalı olduğu için maalesef resim kaliteleri çok düşük ama Central Park manzarasının olduğu bir resim daha ekliyorum. Bu kadar yüksekten bakınca, Central Park'ın büyüklüğüne ve şehrin tam ortasında adeta bir orman gibi oluşuna hayretler ettik. Canım ülkemde böylesi ne mümkün!
Daha sonra biz 5th Avenue üzerinde yer alan NY Public Library, hemen arkasında yer alan Bryant Park, yine çok yakın mesafede bulunan Grand Central Terminal'ı (mutlaka içerisine girip yüzlerce Amerikan filminde kavuşma/ayrılma/kovalamaca sahnelerine ev sahipliği yapan bu binanın atmosferini soluyun derim.) ve St. Patrick's Cathedral (bizim gittiğimiz dönemde tadilatta olması nedeniyle maalesef içini gezemedik ama dışarıdan gördüğümüz kadarıyla dahi ne kadar etkileyici bir yapı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.) gezdik. Yemek molasını ise havanın soğuk ve kapalı olması nedeniyle Fridays FC'de verdik. Eğer sizin ziyaret ettiğiniz tarihlerde hava güzel olursa, benim sizi tavsiyem kapın sandviçinizi yemek molanızı Bryant Park'ta verin.
New York Public Library:
New York Public Library:
Grand Central Terminal:
Bizim Bryant Park'da çekilmiş bir resmimiz yok ama atmosferini çok beğendiğim için internette bulduğum bir resmi ekliyorum. Resimde görülen kısa beyaz bina NY Public Library, park da bu kütüphanenin hemen arkasında, adeta şehrin tam ortasında şehrin stresinde, gürültüsünden, yüksek binalarından arınabileceğiniz bir mola yeri... (The Day After Tomorrow filmini izleyenler NY Public Library'yi hatırlayacaktır, yükselen sulardan kurtulan bir grup insan bu kütüphaneye sığınıyordu...)
Bugünlük bu kadar, MADISON SQUARE PARK-FLARITON BUILDING- HOTEL CHELSEA- HIGH LINE-CHELSEA MARKET- MEET PACKING DISTRICT- UNION SQUARE PARK-GREENWICH VILLAGE-LITTLE ITALY-CHINA TOWN gezilerimizi anlatacağım bir sonraki postta görüşmek üzere...
Sevgiler
Mughetto
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
YORUMLARINIZI SEVİYORUM :)